Başkan Asiltürk, 'Eninde Sonunda Hak Galip Gelecek'

Aralık Ayı İl Divan Toplantısında Kudüs ile ilgili yaşanan gelişmeleri sert bir dille eleştiren Saadet Partisi (SP) İl Başkanı Mehmet Kaya Asiltürk, “İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’nda Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir denildi. Oysa Kudüs bir tanedir ne doğusu ne de batısı vardır. Doğu Kudüs, ancak yüzde 15’i temsil ediyor yüzde 85’ i Batı Kudüs’ te kalıyor. Biz Doğu Kudüs’ ü Filistin’in başkenti ilan ettiğimiz anda Batı Kudüs otomatikman Amerika’nın kararı doğrultusunda İsrail’ in başkenti gibi bir algı ortaya çıkıyor.” dedi

Saadet Partisi (SP)  Malatya il teşkilatı 2017 yılının son il divan toplantısı olan Aralık Ayı İl Divan Toplantısını gerçekleştirdi. Burada konuşan SP İl Başkanı Mehmet Kaya Asiltürk: “2018 yılının tüm İslam âlemi için uyanışa bir dirilişe akan kanın, gözyaşının son bulmasına sebep olmasını gene ülkemizde de huzurun kardeşliğin tesis edilmesini ve terörün son bulmasını Cenabı Allah’ tan niyaz ederim. Ülke gündeminde yer edinen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ ın Kudüs’le ilgili açıklamasını ele alacağız. 5700 yıldır büyük İsrail’i kurmak için çalışan Siyonizm, Yahudiler Filistin’i işgal ettiler ve Filistin’de yapılan zulmü hepimiz biliyoruz. Son olarak Amerika Başkanı Trump vazifesinin gereğini yaparak Kudüs’ ü İsrail’ in başkenti olarak ilan etti ve ABD’ nin büyükelçiliğini de Tel Aviv’den Kudüs’ e taşıyacağını beyan eden bir açıklama yaptı. Bunun üzerine bütün İslam ülkelerinde özellikle tabanda olan Müslümanların ifasıyla başlarında olan devlet başkanları alel acele İstanbul’da Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Başkanı sıfatıyla toplantı yaptılar. Bu toplantıda alınan kararları değerlendireceğiz. Evet, İİT’ de bir karar alındı ve bu karar tüm dünya kamuoyuna açıklandı. Bu kararda ‘Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir, bu bütün dünyaya ilan edilecek ve katılım sağlayan tüm İslam ülkeleri tarafından da tanınacak’ denildi. Ve bu büyük bir başarıymış gibi dünya kamuoyuna açıklandı.  Oysa Kudüs bir tanedir ne doğusu vardır ne de batısı.  Kudüs Müslümanların ilk kıblesi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Miraç’a yükseldiği yerdir.   Ve bizim içinde olmazsa olmaz mabetlerimizden kutsal şehirlerimizden bir tanesidir.  Ama öyle bir karar alındı ki bu karar sanki bir başarıymış gibi lansedildi. Oysa Doğu Kudüs, Kudüs’ ün ancak yüzde 15’ini temsil eden bir alana sahip, yüzde 85’ i batı Kudüs’ te kalıyor. Biz doğu Kudüs’ ü Filistin’in başkentti ilan ettiğimiz anda Batı Kudüs otomatikman Amerika’nın kararı doğrultusunda ya da İsrail’ in kararı doğrultusunda İsrail’ in başkenti gibi bir algı ortaya çıkıyor. Değerli kardeşlerim bu gün Trump çıksa ‘Ben bir sürçülisan yapmışım ben diyecektim ki Batı Kudüs İsrail’in başkentidir tüm Kudüs değildir’ dese buna cevaben Müslüman ülkelerin başında olanlar nasıl bir cevap verecekler, biz zımnen bunu kabul etmişiz zaten.  Böyle bir karar ancak Müslümanın Müslüman vatandaşın gazını almak için, birilerinin gözünü boyamak için alınan bir karar, Filistin’in İsrail’e terkiyle ilgili alınan bir karardır. Bunun asla kabul edilmesi mümkün değildir. Değerli kardeşlerim yani yüzde 15’ e razı olmak Kudüs’ ün İsrail’e terk edilmesi anlamına gelmektedir. Bizce tek bir Kudüs vardır o Kudüs de Filistin’ in başkenti Müslümanların kutsal şehri ve ilk kıblesi olan Kudüs’ tür. Değerli kardeşlerim bunu böyle açıkladıktan sonra yine bir başarı olarak algılanan Birleşmiş Milletler (BM)’ in kararı Türkiye’nin girişimleriyle BM 128 Trump’ ın bu teklifine red, 9 kabul, 35 de çekimser oy kullanıldı. Bugüne kadar 500’ ten fazla BM’ nin İsrail’in Filistin’e yaptığı zulmü kınayan ve terör yaptığını açıklayan anlaşması vardır ama bu kararların bir tanesinin dahi yaptırım gücü yoktur.  Yani bu 128 oyla alınan kararın da hiçbir yaptırım gücü yoktur ancak Trump’ın aldığı bu kararın bunlar tarafından kabul edilmeme gibi bir karşılığı vardır. Bu karar alındı diye Trump’ın bu açıklaması ortadan kalkacak değil, yarın eğer Kudüs’ te Amerikan Büyükelçiliği açılıp da meşru hale gelirse de onun ortadan kalkmasına verilecek bir karar değildir” ifadelerini kullandı.

ENİNDE SONUNDA HAK GALİP GELECEK
SP İl Başkanı Mehmet Kaya Asiltürk daha sonra şunlara yer verdi: “Bizim yapacağımız işleri Avrupa’dan ya da yabancı ülkelerden beklemek de bizim için ayrıca bir züldür.  Değerli kardeşlerim İslam Teşkilatı Örgütlerinden alınan karardan bir tane dahi yaptırım yoktur. Biz her zaman söylüyoruz bunlar ancak güçten anlarlar bunların karşısında güçlü olmazsan bunlar aldığın kararları yok hükmünde sayarlar. Bizler bu toplantıdan önce tüm İslam ülkelerinin büyükelçilerinin çekilmesi ülkelerimizde olan büyükelçilerin gönderilmesi, ticaretin durdurulması, askeri ilişkilerin askıya alınması,  sivil ve askeri uçakların hiç bir İslam ülkesindeki havaalanına inmesinin sağlanmaması kaldırılması, İncirliğin kapatılması, Malatya’mızdaki Kürecik Radar Üssünün kapatılması gibi caydırıcı kararlar alınarak bu karardan vazgeçilmesi için tedbir alınmasını istemiştik ama hiç bir karar hiçbir yaptırım kararı alınmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız kürsüde çok güzel konuşuyor hepimiz de altına imza atarız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının daha önce yaptığı konuşmanın özetini okuyacağım. ‘Filistin mazlum mağdur ise Filistin mazlum mağdur. İsrail tam bir işgal devletidir, dünyanın almış olduğu hiçbir kararı bu güne kadar İsrail tanımamıştır. İsrail terör devletidir. Kudüs’ ü çocuk katili bir devlete bırakmayacağız.  İşgal ve yağmadan başka hiç bir değeri olmayan bir devletin insafına da bırakmayacağız. Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.’ evet bu konuşmaya Müslüman olan herkes altına imzasını atar, İsrail terör devletidir işgalle şuan ki yerlere yerleşmiştir. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşması fakat genel anlamda yapılanlara baktığımızda 11 Mayıs 2010’’da  Türkiye ile İsrail arasında 1,5 yıldır gergin yürüyen ilişkiler var ve Ankara’dan gelinen beklenmedik bir jestle yumuşadı. Ankara’nın İsrail’e jesti uluslararası alanda geldi. Türkiye Filistinlerin tüm itirazlarına rağmen İsrail’in Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeliğini veto etmedi ve İsrail OECD üyesi oldu. Bundan tam 20 gün sonra 31 Mayıs 2010’ da uluslararası karasularında Mavi Marmara gemisi İsrail işgal devleti tarafından vuruluyor buna teşekkür olarak. Biz söylemlerinin hepsinin altına imzamızı atarız bir Müslüman olarak ama eylemlerine geldiğimiz zaman iş burada yatıyor. İsrail’in NATO üyeliği için önü açılırken 4 Mayıs 2016 da Türkiye buna onay verdi ve İsrail NATO’ya alındı. 28 Haziran 2016 tarihinde Türkiye Mavi Marmara gemisinde mahkum edilen İsrail askerlerinin cezalarının kaldırılması konusunda usül anlaşması yaptı.  Söylem farklı, eylem farklı kardeşlerim. Biz icraat bekliyoruz, biz yaptırım bekliyoruz söylemi köydeki vatandaşımız da söyler. Ama iktidar olmak eylem demektir. Bu gün Türkiye’deki ve dünyadaki Müslümanların gazı Batı Kudüs İsrail’in başkenti ilan edildi diye alındı unuttuk Trump’ın sözlerini.  Yani yine yanımıza kar kaldı yapılanlar. Peki, biz bunları söylerken milli görüş partileri olarak ne yaptık? Değerli kardeşlerim ilk 1980 yılında İsrail Kudüs’ ü başkent ilan ettiğinde biz 5 Eylül 1980’ de 24 milletvekili ile Türkiye Büyük Milet Meclisi o günkü Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen hakkında İsrail’e karşı yumuşak davranıyor diye düşürme gen sorusu vermişiz. Ve 24 kişiyle Hayrettin Erkmen’in Türkiye tarihinde ilk defa gen soruyla düşüren bir parti olmuşuz.  6 Eylül 1980 yılında Konya’da büyük Kudüs mitingi yapmışız ve bunun mükafatı olarak 12 Eylül 1980 yılında darbe olmuştur o yürüyüşe karşılık ‘sen İsrail’e karşı nasıl yürürsün’ diye. Biz bir kötülük gördüğümüzde elimizle, gücümüz yetmezse dilimizle, ona da gücümüz yetmezse kalbimizle dur diye bir peygamberin emrini yerine getiren ümmetiz elhamdülillah. Bir kötülüğü düzeltmek için fiili dua ve kalbi dua lazım. ‘Allah’ ım İsrail’i kahret’ demek bir kalbi duadır ancak onların ürettiği ürünü kullanarak bu duayı yaparsak bu duanın hiç bir etkisi ve yetkisi yoktur. Çünkü bu mazlumlara yapılan her kurşunun, bombanın parasını ödüyoruz demektir. Bu yüzden biz kalbi duayı yapmadan önce fiili duayı yapacağız. Hiç bir İsrail malını almayacağız ve kullanmayacağız. Kuvvet ve kudret ancak Allah’ tır ve biz inanıyoruz ki Allah kendi mabetlerini koruyacak olan güçtür.  Biz elinde sonunda hakkın galip geleceğini Kudüs’ ün de Filistin’in de kendi özüne döneceğini kendi topraklarına döneceğine inanıyoruz. Ama biz mahşerde ‘sen bu konuda ne yaptın’ diye sorulduğunda vazifemizi anlatmak için de yaşadığımız süreçte hakkın yanında, batılın karşısında olacağımızı da her zaman haykıracağız.” 

Bakmadan Geçme