'Prenses doğum' doğum sancısını ortadan kaldırıyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özlem Bolayır, halk arasında prenses doğum olarak bilinen epidural doğum ile doğum sancısının kontrol edilebildiğini belirtti.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özlem Bolayır, halk arasında 'prenses doğum' olarak bilinen epidural doğum ile doğum sancısının kontrol edilebildiğini belirtti.
Medicana Sivas Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özlem Bolayır, epidural anestezinin bir ağrı kontrol yöntemi olduğunu belirterek, 'Normal doğum yaşamın en fizyolojik süreçlerinden birisidir. Ancak miada ulaşmış gebelerimizde doğumun olası ağrı süreci normal doğuma korkuyla yaklaşılmasına sebep oluyor. Her bireyin ağrıyı algılayış ve hissetme düzeyi farklıdır. Normal doğum eyleminde ağrıyı tolere edemeyen gebelerimiz için oldukça konforlu olan halk arasında da prenses doğum olarak bilinen epidural anestezi yöntemi uygulanmaktadır. Epidural anestezi bir ağrı kontrol yöntemidir. Bu işlem anne adayı otururken ya da yan yatar pozisyonda yapılır. İşlem yapılacak uygun cilt bölgesi tespit edildikten sonra antiseptik solüsyonlarla temizlenir. İşlem sırasında ağrı duyulmaması için cilt üzerine lokal anestezi yapılır. Omurga içinde epidural boşluğa küçük bir katater yerleştirilir. Katater hastanın sırtına bir bantla sabitlenir. Bu katater aracılığıyla aralıklı uygulama şeklinde ya da sürekli infüzyon şeklinde ağrı kesici ilaç verilir. Ağrı kesici etkinin tam oluşması 20-30 dakika sürer' dedi.
'Mükemmel bir ağrı kontrolü sağlar'
Bolayır, epidural doğumun genellikle mükemmel bir ağrı kontrolü sağladığını ifade ederek, 'Avantajı nedir; genellikle mükemmel bir ağrı kontrolü sağlar ve hastanın doğumuna aktif katılımına izin verir. Eğer normal doğuma bırakılan hastada herhangi bir tıbbi nedenle sezaryen gerekliliği olursa aynı kataterden verilen ilaç doz ve konsantrasyonu ayarlanarak sezaryen içinde kullanılabilir. Epidural anestezi uygulanabilmesi için rahim ağzı açıklığının 4 cm ve üzerinde olması tercih edilir. Bu aşamadan önce uygulanması kasılmaları etkileyip, doğumu geciktirebilir. Daha geç uygulanması ise hem annenin gereksiz ağrı çekmesine sebep olur, hem de sık gelen ağrılar nedeni ile hasta epidural anestezi için uygun pozisyonu sağlamakta güçlük çekebilir. Epidural anesteziye bağlı hasta ıkınma hissi duymayabilir. NST aracılığıyla yardımcı sağlık personeli kasılmaları monitör aracılığıyla takip edip gebeyi ıkınması için yönlendirebilir' diye konuştu.
Herkese uygulanabilir mi?
Bolayır, epidural doğumun dirençli olarak tansiyon düşüklüğü olanlarda uygulanamayacağını söyleyerek, 'Katater takılacak alanda cilt enfeksiyonu varsa, pıhtılaşmayla ilgili rahatsızlığı olanlarda, daha önce bel bölgesinden ameliyat olanlarda, dirençli olarak tansiyon düşüklüğü olanlarda uygulanamaz. Epidural sonrası yaşanabilecek olumsuzluklar ise epidural anestezi annede enfeksiyon sebebi olabilir. Verilen ilaçlara bağlı alerjik durumlar yaşanabilir. Hastanın belinden aşağı kısmında geçici olarak hareket güçlüğü olabilir. Geçici baş ağrısı yaşanabilir. Annede ani gelişen tansiyon düşüklüğü olabilir. Bu durum çoğu zaman geçicidir ve verilen serumlarla düzelir. Bebek kalp atımlarında yavaşlama olabilir' şeklinde konuştu.
Medicana Sivas Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özlem Bolayır, epidural anestezinin bir ağrı kontrol yöntemi olduğunu belirterek, 'Normal doğum yaşamın en fizyolojik süreçlerinden birisidir. Ancak miada ulaşmış gebelerimizde doğumun olası ağrı süreci normal doğuma korkuyla yaklaşılmasına sebep oluyor. Her bireyin ağrıyı algılayış ve hissetme düzeyi farklıdır. Normal doğum eyleminde ağrıyı tolere edemeyen gebelerimiz için oldukça konforlu olan halk arasında da prenses doğum olarak bilinen epidural anestezi yöntemi uygulanmaktadır. Epidural anestezi bir ağrı kontrol yöntemidir. Bu işlem anne adayı otururken ya da yan yatar pozisyonda yapılır. İşlem yapılacak uygun cilt bölgesi tespit edildikten sonra antiseptik solüsyonlarla temizlenir. İşlem sırasında ağrı duyulmaması için cilt üzerine lokal anestezi yapılır. Omurga içinde epidural boşluğa küçük bir katater yerleştirilir. Katater hastanın sırtına bir bantla sabitlenir. Bu katater aracılığıyla aralıklı uygulama şeklinde ya da sürekli infüzyon şeklinde ağrı kesici ilaç verilir. Ağrı kesici etkinin tam oluşması 20-30 dakika sürer' dedi.
'Mükemmel bir ağrı kontrolü sağlar'
Bolayır, epidural doğumun genellikle mükemmel bir ağrı kontrolü sağladığını ifade ederek, 'Avantajı nedir; genellikle mükemmel bir ağrı kontrolü sağlar ve hastanın doğumuna aktif katılımına izin verir. Eğer normal doğuma bırakılan hastada herhangi bir tıbbi nedenle sezaryen gerekliliği olursa aynı kataterden verilen ilaç doz ve konsantrasyonu ayarlanarak sezaryen içinde kullanılabilir. Epidural anestezi uygulanabilmesi için rahim ağzı açıklığının 4 cm ve üzerinde olması tercih edilir. Bu aşamadan önce uygulanması kasılmaları etkileyip, doğumu geciktirebilir. Daha geç uygulanması ise hem annenin gereksiz ağrı çekmesine sebep olur, hem de sık gelen ağrılar nedeni ile hasta epidural anestezi için uygun pozisyonu sağlamakta güçlük çekebilir. Epidural anesteziye bağlı hasta ıkınma hissi duymayabilir. NST aracılığıyla yardımcı sağlık personeli kasılmaları monitör aracılığıyla takip edip gebeyi ıkınması için yönlendirebilir' diye konuştu.
Herkese uygulanabilir mi?
Bolayır, epidural doğumun dirençli olarak tansiyon düşüklüğü olanlarda uygulanamayacağını söyleyerek, 'Katater takılacak alanda cilt enfeksiyonu varsa, pıhtılaşmayla ilgili rahatsızlığı olanlarda, daha önce bel bölgesinden ameliyat olanlarda, dirençli olarak tansiyon düşüklüğü olanlarda uygulanamaz. Epidural sonrası yaşanabilecek olumsuzluklar ise epidural anestezi annede enfeksiyon sebebi olabilir. Verilen ilaçlara bağlı alerjik durumlar yaşanabilir. Hastanın belinden aşağı kısmında geçici olarak hareket güçlüğü olabilir. Geçici baş ağrısı yaşanabilir. Annede ani gelişen tansiyon düşüklüğü olabilir. Bu durum çoğu zaman geçicidir ve verilen serumlarla düzelir. Bebek kalp atımlarında yavaşlama olabilir' şeklinde konuştu.