Ege İnci'nin Yazar Deniz Çömez İle Röportajı

Ege İnci'nin Yazar Deniz Çömez İle Röportajı

Ege İnci'nin Yazar Deniz Çömez İle Röportajı

1.Kısaca kendinizi anlatır mısınız?
Deniz Çömez, 21 Ağustos 1989’da Almanya’nın Bottrop kentinde doğdum. 2008 yılında başladığım Lefke Avrupa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 2012 yılında mezun olmamın ardından, Johannes Gutenberg Üniversitesi’nden aldığı kabul üzerine Türkistik bölümünde yüksek lisans eğitimi almak için Almanya’ya gittim. Burada aldığı bir yıllık yüksek lisans eğitiminden sonra Türkiye’ye dönme kararı alarak 2013 yılında Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsün’de Türk Dili ve Edebiyatı Tezli Yüksek Lisans programına başladım. 2015 yılında “Karagöz Hacivat Diyaloglarından Hareketle Cümle Çözümlemesi ve Karagöz’ün Türkçeciliği” isimli tezi ile mezun oldum. Aynı yıl Süleyman Demirel Üniversitesi'nden Öğrenci Koçluğu ve Eğitim Danışmanlığı sertifikası ve Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden pedagojik formasyon aldım. 2013 yılından bu yana, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak özel sektörde eğitim veriyorum. 2020 yılında Sıfır Yayınları tarafından yayınlanan ilk kitabım “Çok Kişili Yalnızlık” ile edebiyat dünyasına adım attım. Halen yazarlık kariyerimde de ilerlemeye devam ediyorum. Ayrıca bir dergide editör ve yazar olarak görev yapmaktayım.

2.Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?
Aslında çok uzun zamandır yazıyorum. Şöyle ki ilk ödülümü Balıkesir’de ilkokul yıllarımda 29 Nisan için yazdığım şiirle aldığım andan itibaren yazma serüvenim başladı. Profesyonel olarak ise 2017’den bu yana yazmaya çalışıyorum.

3. Yazmanızda en büyük etken nedir?
İçine düşmüş olduğum kötü durumdu. Yaşadığım talihsiz bir olay nedeniyle bir süre hayattan izole yaşadım. Kendimi odama kapattım ve üç ay boyunca o odanın dahi dışına çıkmadım. Yalnızca doğal ihtiyaçlarımı karşılıyor, az yiyor, çok düşünüyor ve yazarak yaratıyordum. Telefonum kapalıydı. Kimseyle iletişime geçmiyordum. Buna ailem de dâhil. İçine düştüğüm bu bohem hava beni yazmaya bağladı, diyebilirim.

4. Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?
Aslında yazarken çektiğim tek zorluk kendimle verdiğim mücadeledir. Bilgisayarın başına oturduktan sonra bir zorluk kalmıyor. Beynimin kıvrımlarında cirit atan kelimeler kendiliğinden dökülüveriyor. Bu sebeple kendime yazmak için vakit yaratabilme mücadelesi en büyük zorluğum.

5. Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?
Son zamanlarda lise öğrencilerinden yetişkinlere birçok yaş grubunun ilgisini çekiyor. Benim tavsiyem düşünüp olaylarla bağlantıları kurabilecek her yaş grubu okuyabilir. Bu aşamada 16 yaş ve üzeri için uygundur, diyebilirim.

6. Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?
Yazmanın periyle ya da herhangi bir nesneyle uzaktan yakından ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Yazmak ciddi bir eylemdir ve getirdiği sorumluluklar vardır. Yazmaya başlamamda etken ya da çıkış noktası şudur: Öğrencilik yıllarımdan bu yana yaşamın bana sunduğu koşullar hep çalışmak üzerineydi. Benzin istasyonunda pompacılıktan tutun da pavyonda konsomatrisleri masaya götüren garsonluğa kadar birçok iş tecrübem oldu. Buralarda çalıştığım dönemlerde pek çok gerçek hayat hikâyesine tanıklık ettim. Gördüklerim, şahit olduklarım genellikle toplumun dışlanmış kesimine ait hikâyelerdi. Bu hikâyeler gözümün önünde cereyan ederken bana susmak yakışmazdı. Bende buralardaki hayatları olduğu gibi aktarmaya karar verdim. İlham olarak adlandırdığınız şey benim yazının ana malzemesi olarak gördüğüm beslenme hususudur. Yani çıkış noktası. O da şahit olduklarımdır. 

7. Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?
Çağdaşlardan elbette var. Hakan Günday, Hakan Bıçakçı ve Zülfü Livaneli bunlardan birkaçı. Dünya edebiyatında ise C. Dickens, A. Huxley, C.Bukowski gibi yazarlar da çizgimi oluşturmamda yardımcı olmuştur.

8. Peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç?
Fuarlarda imza için bir araya geldik. Bunun için herhangi bir şekilde görüşme imkânı bulamadım. 

9. Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?
Yukarıda da belirttiğim üzere konularımı toplumdan uzaklaştırılmaya çalışanların hayatından seçiyorum. Bunun için bir çaba harcamıyorum. Gözümün önünde cereyan eden olayları hafızamın bir köşesine işliyorum. Vakti geldiğinde kurgumun olayları ortaya çıkıyor.

10. Peki son olarak Buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne derdiniz?
Kelimeleri sevin. Kelimeler sizlere cümleleri sunacak. Cümleler de metinleri ortaya çıkaracak. Metinler de görmezden geldiklerinizi gözler önüne serecek. Hepsinin toplamı olarak şunu söyleyebilirim: Bireysel ve toplumsal olarak izole bir hayat yaşadığımız şu günlerde sığınacağımız en güzel limanlar kitaplardır. Sarılalım.

Bakmadan Geçme