Ege İnci'nin Yazar İlker Şenol İle Röportajı

Ege İnci'nin Yazar İlker Şenol İle Röportajı

Ege İnci’nin Yazar İlker Şenol İle Röportajı

İlker Şenol. Tuzak Anka Kuşu, isimli romanın yazarı.
Kısaca kendinizi anlatır mısınız?

Aslen Adanalıyım. Ama Kütahya Tavşanlı ilçesine bağlı Tunçbilek beldesinde doğdum. Babam çalışmak için gelmiş, annemle de orada tanışmışlar. Otuz beş sene de orada yaşadım. Babamın bir bildiği vardır diye düşünerek eşimi, annemin memleketinden yani Sinop’tan aldım. Eşim bankacıydı. Bir kız bir erkek iki çocuğum var, ikisi de evli.  
Bizim zamanımızda siyaset yoğundu. Duymuşsunuzdur! O zamanlar sağ, sol diye iki gurup vardı. Ben de o gruplardan birinin içindeydim. Arkadaşlarla birlikte, bulabilirsek yağlıboya, yok bulamazsak da, kireci sulandırır, herkesin elinde bir fırça dağ taş, yol demeden kendi görüşlerimizi yansıtan yazılar yazardık. Tabii bu arada da karşı gurubun elemanları da boş durmazdı. Onların yazmış olduğu yazılarla karşılaştığımızda da, o yazıların üzerini kireçle kapatırdık. Bir gün yine onların yazmış oldukları yazıları kireçle kapatırken,  onlar tarafından yakalandım.  Dövüldüm ve bıçaklandım. Şimdi o kişiler, çok iyi dostlarım. Rahmeti babam, beni siyasetten koparmak için okuldan aldı.  O zamanlar memur ve işçi, çocuklarının devlet işine girmesi çok kolaydı. Eğitimi mi yarım bırakarak işe girdim. Neredeyse on beş yıl çalıştım. Sonra istifa etim. Çalıştığım iş yeri TKİ ne bağlı GLİ işletmesiydi. Personel servisinde çalışmama rağmen madenle iç içe olduğum için,  maden işlerine girdim. Daha sonra da kendime ait muhtelif işler kurdum. Hep kendi işimde çalıştım. Sadece, bir yıl Park Ciner’ler gurubunda İdari müdürlük yaptım. 

Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?

İlk romanımı askere gitmeden önce yazmıştım. İsmi, hala hafızamda kazılı. "Baş kaldırış."  O zamanlar, bırakın bilgisayarları, daktilo bile yoktu.  O yüzden de büyük bir deftere elle yazmıştım. Ama askerden döndüğümde defteri bulamadım. Kömür işletmelerine ait lojmanlarda oturduğumuz için de her evde büyük bir kömür sobası vardı. Rahmetli annem büyük bir ihtimalle, sobadaki odunları tutuşturmak için kullanmıştı. 
Daha sonra 2012 yılında Sokaktan gelenler isimli romanımı yazdım. "Tuzak Anka Kuşu" isimli romanım, o romanımdan küçük bir kesittir. Bitmiş halde üç romanım daha var, inşallah onları da yayınlatacağım. 

Yazmanızda en büyük etken nedir?

O zamanlar çok kitap okurduk. Çok kitap alma şansımız da yoktu. Yeni bir kitap aldığınız zaman, önce sen okursun, daha sonra da okuması için arkadaşlarınla başka bir kitap karşılığında değiştirirdin. O sayede de çok kitap okumuşluğum var.  Bilgi birikimim fazlaydı, yazmayı da çok seviyorum. Bazen şiir, bazen de öyküler yazıyordum. Okuyan arkadaşlarım tarafından da beğeniliyordu. Karar verdim daha geniş ve düzgün yazacaktım ve yazmaya başladım.

Yazarken, çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?

Yazmayan bir insan, okurken yazarın ne gibi zorluklar çektiğini bilemez. Bazen saatlerce yazmış olduğun bir paragrafın karşına geçer, bir şeylerin ters olduğunu hisseder ama ne olduğunu bulamazsın. Yazdıklarını okuyup yol gösterecek birini ararsın. Sağ olsum eşim bu konuda bana çok yardımcı oldu.
 
Kitabınız daha çok hangi yaş guruplarında ilgi çekiyor?
 
Tuzak Anka Kuşu isimli romanım, önce ebeveynlerin dikkatini çekiyor. Onlar okuduktan sonra da mutlaka çocuklarına okutturuyorlar. Yani ergen bir çocuktan tutun, her yaştaki insanlara hitap ediyor. Kitabımı okuyan okurlarımın birçoğu, sosyal medya hesaplarında da kitabımdan büyük bir övgüyle bahsediyorlar ve herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu söyleyerek paylaşıyorlar.  

Yazarken ilham aldığınız şey nedir?  Bir kişi olabilir, bir nesle olabilir. O ilham periniz ne olunca geliyor?

Yazdığım tüm kitaplar gerçek olaylardan esinlediği için, bir ilham perim yok. Sadece insanlara yol göstermek, kitabımdaki karakterlerin yapmış oldukları hatalara okuyanların da düşmemelerini sağlamak için yazıyorum. Yani benim ilham perilerim, kitabımın ana karakterlerinin yaşadıklarıdır. 

Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?

Daha önce de söylediğim gibi kitap okumayı çok severim. Tabii ki var. Ama onların isimlerini burada vermem yakışık almaz. Her yazar bir emek veriyor. Onun için de tüm yazarlar benim için aynı değerdedir.

Peki, yazarlarla görüşme imkanınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi?
 
Maalesef olmadı. Okuduğum kitapların yazarları, bu dünyadan çoktan göç etmişlerdi. Ama birçok yazar arkadaşlarımızla bir araya geliyor, sohbet ediyoruz.

Konuları nasıl seçiyorsunuz?

Yazdıklarımı gerçek yaşanmış olaylardan seçiyorum. Tuzak Anka Kuşu romanımın ana karakterleri gerçek kişilerdir. Tabii isimlerini değiştirdim. 2013 yılında İstanbul Kadıköy Acıbadem semtinde uyuşturucu ile mücadele etmek için Yeniden Doğuş, Hayata Dönüş isimli bir dernek kurmuştuk. O zaman yanımızda olan bir bayan arkadaşımızın kızı da o illetin bağımlısı olmuş, onu o illetten ve uyuşturucu tacirlerinin elinden kurtarabilmek için epeyce bir mücadele vermiştik. Yazarken o olayları, kızın ve annesinin yaşadıklarını kitabıma yansıttım.

Peki, son olarak! Buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne dersiniz?

Kitabımı herkes okumalı. Gerçek olaylara dayanıyor. Anne ve babalara yol gösterdiği gibi çocuklarının, okulda ve dışarıda nasıl uyuşturucu bataklığının içine çekildiğini anlatıyor. Mutlaka herkes tarafından okunmalı.

Bakmadan Geçme