Televizyonların gün ortası kuşağı olarak adlandırdığı 11.00 ile 17.00 saatleri arasında yayınladıkları programlar cinsel istismar, evden kaçma, dolandırıcılık, ihanet üzerine kurulu birbirine benzer onlarca yozlaşmış konuyu toplumun en temel ahlaki ve etik değerlerini hiçe sayarak öyle ballandıra tatlandıra halkın gözü önüne seriyorlar ki insanın kanı donuyor.
Reyting uğruna bu kadar ahlak dışı olayları birbiri ardına, usturupsuz şekilde sözüm ona sadece konuşmalarda ki argo ve küfürlü sözcüklerin sesini yayından keserek ahlak bekçiliği, olay çözücülüğü yaparak Reality Show yapıyorlar.
Bu programlar Türk örf adetlerini yerle bir eden, ahlaki değerleri ayakaltına alan toplumun dinamiklerini bitirmeye yönelik planlanmış sistematik eylemlerdir. Televizyon kanalları bilinçli ya da bilinçsiz olarak sırf izlenirlikleri artsın diye balıklama bu tür programları peşi peşine yayınlıyorlar. Bu programların gün içinde belirttiğim saatler aralığında birçok ulusal yayın yapan televizyon kanallarında eş düzeysel olarak yayınlanması ile Türk toplumunun bilinçaltı empoze edilerek insanların programlarda gördüğü ahlaki değerlerin hırpalandığı, örf ve adetlerin çiğnendiği davranış biçimine yönlendirilmektedir. Bu şekilde gündelik hayat biçimlendirilerek normalde ayıplanacak dışlanacak olan bu davranışlar normalmiş gibi görülmeye başlayacaktır.
Bu programların yayın saatleri itibariyle ev hanımları, gençler ve işsiz bir kesim gibi ülke nüfusunun tahmini olarak yüzde otuz bir kitleye doğrudan etki etmektedir. Kullanılan dil yapılan tartışmalar ve verilen örnekler o kadar iğrenç boyutlara ulaşmakta hatta program sunucularının bile söylemleri aymazlıkla dolup taşmaktadır.
En son yayınlanan programlardan birinde sunucunun “SEN EŞİNE HEDİYE ALMAZSAN KOMŞUNUN KOCASI ALIR” sözü gelinen rezilliğin boyutunu en açık ve net şekilde ortaya sermektedir. Bu söylemler gibi onlarcası yüzlercesi sinsi bir şekilde izleyicilerin bilinçaltına yerleştirilmekte ardından kamuoyunda bu davranışların normalleşme süreci işlenmektedir. Toplumun temeli, çekirdeği olan Ailenin içine dinamit konulmakta toplumun dejenerasyonu gerçekleştirilmektedir.
Yıllardır devam eden bu programların etkileri kimse gündeme getirmese de günümüzdeki dolandırıcılık olaylarının artmasında, aile yapısını bozan boşanmaların sayısının artmasında, hatta daha ileri bir tez ile intiharların ve kadın cinayetlerinin artmasında etken olarak rol almaktadır.
Hemen hemen her yazımda değindiğim denetleme unsuru burada da etkinliğini gösterememektedir.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve RTÜK özel bir ekip ile araştırma yapmalı, kamuoyunun bakışı değerlendirilmeli, programların incelenmeli bunun akabinde sınırlandırma hatta yayın yasağı getirilmelidir.
Kemal ASİLTÜRK
twitter.com/AsltrKml
[email protected]
