Şakir ALBAYRAK Eğitimci&Yazar

Algı Operasyonlarına Dair…

Şakir ALBAYRAK Eğitimci&Yazar

Önce “Algı” kavramının anlamından başlayalım. Alacak, vergi, rüşvet gibi anlamdaşlarının yanında, “Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık.” anlamı da var. Var da bu anlamlarda umumi bir kulanım pek gözükmüyor. Muhtemelen yöresel kullanımlarda yer alıyor. Burada esas üzerinde durmak istediğim manası “Ruh biliminde kullanım imkânı bulan bu kelime ”Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak.” anlamlarında kullanılıyor. Bu açıklamalar “Ne var ki bunda?” dediriyor. Doğrusu, ben de öyle düşünüyordum. Kazın ayağının farklı olduğunu, bazı ipuçlarını birbirine tutuşturunca aklım da fikrim de değişti. 
Örneklerle açıklamaya çalışayım. Nerden başlamalıyım? Önce,  düğün merasimlerinde, gençlerin kıpır kıpır oynamalarını sağlayan “ Hey on beşli on beşli /Tokat yolları taşlı/On beşliler gidiyor/Kızların gözü yaşlı” dörtlüğüyle başlayıp devam eden, 1897-1901 yıllarında doğup şimdilerde zorunlu öğretim ve eğitim çağı yaşlarındaki çocuk gençlerin askere, bakın işte yine (zorunlu)  götürülmesi hikâyesinin ağıtı denecek bir şiirin, ne hale sokulup düğün salonlarının bir tür mezesi haline getirilivermesi, ağlayacağımız metin karşısında kurtlarımızın dökülmesi, işte tam bir algı operasyonudur. İşin aslı bilinse düğünlerde aynı hava çalınır mı? “Bilemem.” Teklifim, bu havanın, düğünlerde çalınmamasını sağlamalıyız.
Takriben 1945 -1960 yıllarında beliriveren “ Zeytin Yağlı Yiyemem Aman/Basma da fistan giyemem aman/Senin gibi cahile /Ben efendim diyemem aman “türküsüdür. Memleket 2. cihan harbinin zedelenmelerinden silkinememiş hatta Millî Mücadelenin yaralarını bile doğru dürüst saramamışken Zeytinin anavatanı cennet vatanımızda, anonim kabul edilen bu türkü Muzaffer Sarı Sözen tarafından derlenerek aranje edilmiş. Zeytini, besin =gıda maddesi, ilaç ve aydınlatma aracı gibi alanlarda kullanan bir milletin, yöre halkı, nasıl olur da “Zeytinyağlı yiyemem aman/ Basmada fistan giyemem aman  “ diyerek haykırır. Bu ne kadar mümkün ve gerçektir. O yıllardaki Amerikan yardımlarıyla allanıp pullanan halk muhayyilesi aldatılmakla meşgul. Zeytin yağını yemekte yeme, margarin yağı kullan . Şimdi piyasada yok, adı: Vita, Ufa, Saba ve diğer muhtelif markalı margarinler. Bunları kullan. Hem değersiz hem sağlıksız hem de muhtemelen ecanib-i adiden milele ait. “Yerli malı kullanma yeter.” Basma fistana gelince Sümerbank çeşit çeşit üretiyor. Kullanılmasına mani olmak lazım çünkü yerli malı. “At gitsin.”  Senin gibi cahile, ben, efendim, diyemem. İnsanların birbirini sevmesini engelle. Sosyeteden birini bulsun. o zamanın sosyetesi de muhtemelden ileri Amerikanofillerden ilham alıyorlar. Amerika hayatını kopyala ve öyle yaşa. Yerli ve millî isen cahil ve kabasın. “At gitsin.”
Şu “Kadifeden kesesi.” meselesi de çok farklı bir algı değil hani.” 
Kadifeden kesesi kahveden gelir sesi
Oturmuş kumar oynar ah ciğerimin kösesi” Gençliği kötü alışkanlıklardan uzak tutmaya çalışırken Ciğer köşelerinin, kahve köşelerinde kumar oynaması sevilesi(!) bir olay. Kahvede veya benzeri yerlerde kumar oynaka insanı ciğer köşesi yapıveriyor. Oynama da göreyim. Çoğaltılabilir.
Kısaca “Algı” tabir dilen bu psikolojik bombardıman, itibarlıyı itibarsız hale getirme operasyonu görevinde kullanılırken itibarsızı da itibarlı göstermeye yarayan zehirli bir aygıttır.  Günümüzde en çok başvurulan, zehirleme aygıtı, açıklamaya çabaladığımız, gerçekleri ters yüz gösterip gerçek olması muhtemel bile olmayan şeylere inandırıp yöneltilmeye çalışmak operasyonudur. Dikkat edile. Gözlerimiz açık tutula. 
Şakir Albayrak, 22.09.2022,

Yazarın Diğer Yazıları