Ekmek… Anadolu’da “nimet” diye baş tacı edilen, yoksulun karnını doyuran, sofranın bereketi. Ama artık ekmek bile lüks oldu! Malatya’da son 5 ayda pideye yüzde 50 zam yapıldı. 3 Nisan’da 12,5 TL olan 200 gram pide, 1 Ekim’de 15 TL olacak.
Fırıncılar Odası Başkanı diyor ki: “Aslında 20 TL olmalıydı, biz fedakârlık yapıyoruz.”
Kusura bakmayın ama vatandaşın da fedakârlık gücü kalmadı! Gelir aynı, maaş aynı, pazarda etiket uçmuş, kiralar almış başını gitmiş. Şimdi de ekmeğin peşine mi düşeceğiz?
Un, yakıt, odun, işçilik, kira… Hepsi artmış doğru. Ama bu yükü hep halk mı çekecek? Devletin görevi sadece seyretmek mi? “Vatandaş demesin fırıncı zamcıdır” deniyor. Peki vatandaş ne desin? “Evde ekmeği bölüşemiyoruz” mu desin?
Bugün pide 15 TL, somun 10 TL, halk ekmeği 9 TL. Bir asgari ücretli aile, günlük 4-5 ekmek alsa ayda neredeyse maaşının çeyreğini ekmeğe verecek. Bu mudur adalet? Bu mudur sosyal devlet?
“Pide el emeği, somun makine işi” deniyor. Tamam da, vatandaşın derdi artık işçilik değil, karnını doyurmak. İnsanlar en ucuz ekmeğe yöneliyor çünkü başka çare yok. Ekmeği bile lüks haline getiren bu düzen, vatandaşın sofrasını değil, cebini boşaltıyor.
Soruyorum: 5 ayda yüzde 50 zam normalleşirse yarın ne olacak? Pide 20 TL, somun 15 TL olduğunda kimin fedakârlığı konuşulacak?
Halk ekmek kuyrukları uzuyorsa, demek ki sorun fırıncıda değil; sorun, vatandaşı bu kuyruğa mahkûm eden düzendedir.
Artık yeter! Soframızdaki ekmeği bile tartışır hale geldik. Ekmek kavgaya düşerse, toplumun huzuru da kalmaz. Çünkü bilinsin ki, bu millet açlığı değil, adaletsizliği affetmez.