Selim APOHAN

Cumhuriyetin 102. Yılı: Geleceğe Taşınan Bir Miras

Selim APOHAN

102 yıl önce bugün, Anadolu’nun yorgun, fakat onurlu topraklarında yepyeni bir ışık doğdu. 29 Ekim 1923’te Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, tarihin yönünü değiştiren bir kararla “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek Cumhuriyeti ilan etti. Bu karar sadece bir yönetim biçiminin değişimi değildi; aynı zamanda bir milletin küllerinden yeniden doğuşuydu.

Bugün, 102 yıl sonra, Cumhuriyetimizin kazandırdıklarına baktığımızda; her alanda ilerleyen, düşünen, sorgulayan, eşit bireylerden oluşan bir toplumun temellerini görüyoruz. Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, bizlere sadece bir miras değil, aynı zamanda bir sorumluluk da bıraktı. Bu sorumluluk, özgürlüğü korumak, adaleti yaşatmak, bilimi rehber edinmek ve geleceğe umutla bakmak anlamına geliyor.

Cumhuriyet; kadının toplumda yer bulduğu, çocuğun eğitimle geleceğe hazırlandığı, vatandaşın iradesinin ülkenin kaderine yön verdiği bir rejimin adıdır. O yüzden Cumhuriyet sadece bir yönetim değil, bir yaşam biçimidir.

Bugün bizlere düşen görev, 102 yıl önce atılan o kutlu imzayı her gün yeniden atmaktır. Her sabah işe giderken, okula yürürken, bir çocuğun gözlerine umutla bakarken, bir ağacı diktiğimizde, bir kitap okuduğumuzda Cumhuriyetin anlamını yaşatıyoruz aslında. Çünkü Cumhuriyet, sadece 29 Ekim sabahı kutlanacak bir bayram değil; her nefeste, her mücadelede, her başarıda yeniden doğan bir ruhtur.

Atatürk’ün “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü, bugün hâlâ yankılanıyor. Çünkü Cumhuriyet, sadece bir dönemin değil, her dönemin umudu olmaya devam ediyor.

Kutlu olsun 102. yılın, ey güzel Cumhuriyet!
Nice yüzyıllara, çağdaş, özgür ve aydınlık Türkiye ile…

Yazarın Diğer Yazıları