Selim APOHAN

Okullar Açılıyor: Geleceğin Anahtarı Eğitimin Peşinde

Selim APOHAN

Eylül ayı, yaz tatilinin ardından yeniden ders zilleriyle yankılanır. Sınıflarına kavuşan öğrencilerin heyecanı, velilerin tatlı telaşı ve öğretmenlerin sorumluluk bilinciyle karışır. Okulların açılması sadece bir takvim meselesi değil, aslında geleceğin inşası için yeniden atılan ilk tuğladır. Çünkü eğitim, bir ülkenin yarınını şekillendiren en güçlü silahtır.

Eğitimin Toplumsal Rolü

Her bireyin hayatında eğitimin kapladığı yer tartışmasızdır. Ancak eğitim yalnızca bireysel başarıları, kariyer hedeflerini ya da diploma kazanımını ifade etmez. Toplumların kalkınması, demokrasi kültürünün güçlenmesi ve adalet duygusunun kök salması da eğitimle mümkün olur. Eğitimsiz bir toplumda ilerlemeden söz etmek, çöl ortasında deniz aramaya benzer.

Velilerin Sorumluluğu

Okulların açılmasıyla birlikte sorumluluk yalnızca öğretmenlerin omuzlarına yüklenmemeli. Çocuğun gelişiminde ailenin rolü en az okul kadar önemlidir. Velilerin sadece “notlara” odaklanması yerine, çocuklarının sosyal gelişimini, ahlaki değerlerini ve özgüvenini desteklemesi gerekir. Eğitim, okul ile ev arasındaki güçlü bağ sayesinde gerçek anlamını bulur.

Öğretmenlerin Omuzlarındaki Yük

Bir toplumun öğretmenlerine verdiği değer, geleceğine bakış açısını da gösterir. Öğretmenlik yalnızca ders anlatmak değil; yol göstermek, ışık olmak, bazen bir rehber, bazen bir psikolog, bazen de bir dost olabilmektir. Öğrencisinin hayatına dokunan bir öğretmenin etkisi, yıllar geçse de silinmez. Bu yüzden eğitim politikalarında öğretmenin emeğini, itibarını ve ekonomik koşullarını güçlendirmek öncelikli mesele olmalıdır.

Eğitimde Dijital Dönüşüm

Pandemi ve Deprem sonrası artık eğitimde dijital araçların yeri tartışmasız hale geldi. Fakat teknoloji tek başına çözüm değil; doğru kullanılmadığında dikkat dağınıklığından bilgi kirliliğine kadar birçok soruna yol açabiliyor. Burada önemli olan, teknolojiyi bir amaç değil, doğru kullanıldığında faydalı bir araç olarak görmek. Öğrenciyi sadece bilgi tüketicisi değil, aynı zamanda bilgi üreticisi haline getirecek dijital okuryazarlık becerilerinin kazandırılması gerekiyor.

Eşitsizlik Sorunu

Türkiye’de eğitimde en büyük yaralardan biri fırsat eşitsizliği. Kimi çocuklar kaliteli okullarda, donanımlı laboratuvarlarda eğitim alırken, kimi öğrenciler köy okullarında hâlâ temel imkânlardan yoksun. Eğitimde eşitsizliği gideremeyen bir ülke, toplumsal barışı ve adaleti de sağlayamaz. Bu noktada devletin ve yerel yönetimlerin önceliği, her çocuğa eşit şartlarda eğitim fırsatı sunmak olmalı.

Geleceğe Yatırım

Eğitim, kısa vadeli sonuçlar için değil, uzun vadeli kazanımlar için yapılan bir yatırımdır. Bugün ilkokula başlayan bir çocuk, 20 yıl sonra ülkenin doktoru, mühendisi, öğretmeni, sanatçısı, girişimcisi olacak. Dolayısıyla eğitimi güçlendirmek, aslında geleceğe yapılan en akıllı yatırımıdır.

Sonuç

Okulların açılması yalnızca bir rutin değil, yeni umutların yeşermesi demektir. Öğrencilerin heyecanı, öğretmenlerin özverisi, velilerin desteği birleştiğinde; geleceğin güçlü, adil ve üretken toplumunu inşa etmek mümkün olacaktır. Unutmayalım, eğitime verilen değer, aslında yarına duyulan inancın göstergesidir.

Yazarın Diğer Yazıları