Sıddıka BALAKAN

Dijital Vicdan

Sıddıka BALAKAN

Türkiye’de 2025 yılının kelimesi “Dijital Vicdan” olarak seçilmiş.
İnsanların yaşanan olaylara karşı gerçek bir eyleme geçmedikleri ve sorumluluk almadıkları, tepkilerini yalnızca sosyal medya beğenileri ve paylaşımları ile gösterdiklerini ifade eden bir kavram.
Sosyal medyanın yaygınlaştığı ilk zamanlarda buna “Klavye Delikanlığı” derlerdi.
Telefonun veya klavyenin tek tuşuna basarak vicdan rahatlatma eylemi…
Türkiye’de ve dünyada yaşanan bütün trajik olaylara sosyal medya üzerinden tepki veriyoruz.
Aslında sosyal medya çığırtkanlığı yapıyoruz sadece.
Şu an Gazze’de ve Doğu Türkistan’da yapılan insanlık dramına, içler acısı çocuk fotoğrafları paylaşarak tepki gösterdiğimizi sanıyoruz.
İş sokağa çıkıp protesto etmeye, boykota gelince kimse kendini öne atmıyor. 
Sanalda vicdanımız olduğu kadar reelde cesaretimiz yok maalesef…
Artık çoğu zaman, paylaştım, beğendim, yorum yaptım, içim rahatladı diyor; olayların gerçekliğinden olması gerektiği gibi rahatsız olmuyoruz.
Her şey sembolik…
Sanal bir dünyada gerçek olan vicdanımızı kaybediyoruz.
Sosyal medyada paylaşmak, o acıyı, o duyguyu gerçekten sahiplenmek demek değildir.
Ahlaki bir iç sesimiz var, bu sesi sadece tuşlara basarak değil; gerçekten eyleme dönüştürerek duyurabiliriz.
O zaman gerçekten “insan” olabiliriz.
Vicdanımız sadece bir tık uzaklıkta kalmamalı.
O trajik görseli beğendik geçtik ama ardından gelen komik içeriklere güldük.!
Vicdanımız sosyal medya algoritması içerisinde kaybolup gitti…
Normalde insan zihni gördüğü bir acıya karşı tepki vermek üzerine yaratılmış.
Sevgili insanoğlu, artık o zahmete girmeyip bunun kestirmesini bulmuş.!
Anlık vicdan rahatlatmalar vicdanımızı köreltmesin.
Önce insan olduğumuzu hatırlayalım…
Etten kemikten ziyade eşsiz bir ruha, merhamet ve vicdan gibi değerlere sahip olduğumuzu “fiilen” hatırlayalım.
Tamamen gösteriş amacı taşıyan dijital dünyadan sıyrılıp, bizi biz yapan gerçek dünyaya, gerçek duygulara dönelim.
Pencere pervazına bir ekmek kırıntısı bırakmak halen bir vicdan kırıntısına eş değer olduğunu hatırlatsın bize.
Unutmayalım ki vicdan yoksa beden sadece bir et parçasıdır…

Yazarın Diğer Yazıları